Güncel Türkçe Sözlük
-
zarf Kendi yokken, ortada olmaksızın
"Gıyaben hüküm giydi." - Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
"Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım." - R. H. Karay
"gıyaben" kelimesinin kullanım örnekleri.
Sayın başkanımızın teşkilat birikiminin ve genel merkezde edindiği tecrübenin, vizyonun belediye hizmetlerine yansıttığını gıyaben duymuştuk.
Birçok hekim gıyaben ilaç yazmasından dolayı ya hapse girmiştir ya da ekmeğinden, mesleğinden olmuştur.
Cemaatül İslamiye liderlerinden Asım Abdulmecid ve Arap dünyasının ünlü davet adamı Selefi harekete mensup Vecdi Guneym de gıyaben yargılananlar arasında öne çıkan isimler.
Ağır Ceza Mahkemesi, birleşen 85 sanıklı Hrant Dink cinayeti davası kapsamında, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yurt dışında bulunması ve kendisine ulaşılamaması nedeniyle gıyaben tutuklanmasına, aralarında Ekrem Dumanlı, Zekeriya Öz'ün de bulunduğu 6 sanık hakkında da yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.
Fakat koca eşini daha önce gıyaben boşamış da bunu mektupla haber veriyorsa, boşamanın hükümleri, kocanın boşadığı andan itibaren başlar.
Bizler kardeşlik hukuku çerçevesinde birbirimizi gıyaben de olsa tanıyor, biliyor ve seviyoruz.
Dosya üzerinde değerlendirmede bulunarak tensip zaptını hazırlayan mahkeme, sanık can Dündar hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt dışında bulunduğu ve bu nedenle kendisine ulaşılamadığı gerekçesiyle gıyaben tutuklanmasına karar verdi.
Hastanede olduğu belirtilen ve son durumu hakkında bilgilendirme yapılmayan şüpheli hakkında görev başındaki memura şiddet uygulamaktan dolayı gıyaben tutuklama kararı çıkarılacağı açıklandı.
Benim de bu çalıştayı takipteki amacım bu konuları yakından izlemek, kendilerini gıyaben tanıdığım zabıta kardeşlerimizin sorunlarına muttali olmak düşüncesidir.