"geçiştirmek" ne demek

"geçiştirmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ancak durum böyle diye konuya duyarsızlaşmak ya da yazılanları geçiştirmek olmaz.

Başka programlarımızdan dolayı 24 Temmuz günü sizlerle buluşamadık ama böyle önemli bir günü de geçiştirmek istemedik.

Belediyecilik sadece asfalt atmak, bir alt yapı yapmak ya da günlük olayları geçiştirmek değil.

Buna karşı sürpriz restlerle imza sayısı konusunda kafa karışıklığı yaratan genel merkez, daha doğrusu Kılıçdaroğlu ise A takımındaki bazı değişikliklerle parti içindeki çalkantıları yine revizyonla geçiştirmek çabasında.

Sevgililer gününü bir hediye ile geçiştirmek istemeyenler için sevgililer gününde ne yapsak, sevgililer gününde sevgilime farklı olarak ne yapabilirim sorusuna aranan cevaplar oldukça önemlidir.

Talisca ise ifadesinde, maç içerisinde tartışmaya sebep olan pozisyon sırasında Volkan Demirel'in kendisine küfür ettiğini, yaptığı hareketin kendi ülkesinde bu kadar ağır bir anlama gelmediğini, hakaret etmek istemediğini, hafif bir jestle olayı geçiştirmek istediğini kaydetti.

Kahvaltıyı bir bardak süt, biraz kurabiye ya da bir kase mısır gevreğiyle geçiştirmek çoğumuzun alışık olduğu bir şeydir.

Bu yüzden uzun açlık dönemini takiben olabildiğince hafif gıdalarla açlığı geçiştirmek sonrasında da yine vücudu yormayacak şekilde az az ve sık sık ama bol sıvı, bol meyve ve sebze içeren bir beslenme şekliyle bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmalarını öneriyoruz.

Panik yapıp hata yapmaktansa sabırlı kalıp en az hata ile bu dönemi geçiştirmek gerçekçi hedef olarak duruyor.

Uzayan toplantılar, iş seyahatleri veya yetiştirilmesi gereken işlerden dolayı öğünleri zamanında yiyememek ve bir şeyler atıştırarak geçiştirmek en sık rastlanan problemlerdendir.