Güncel Türkçe Sözlük
-
nsz Geçinme imkânı bulunmak
"Ve bu nakdî fedakârlıkların yekûnuyla, dört beş aile rahat rahat geçinebilirdi." - N. Hikmet
- Geçinmeye gücü yetmek
"geçinebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
İlkokul yıllarında öğretmeninin teşvikiyle resim yapmaya başlayan 58 yaşındaki Yıldırım, amatörce yaptığı resimler zaman içinde onu profesyonel bir ressama dönüştürürken, bir yandan da geçinebilmek için abisiyle birlikte açtıkları ayakkabı dükkanını işletti.
Benimle iyi geçinebilmek için de beni eşit ortak olarak görmek zorundasın.
Oyunda, eğitimini sürdürmek ve geçinebilmek için çeşitli işlerde çalışan Adam'ın Evelyn ile tanışmasından sonra başından geçenler anlatılıyor.
Bazı üreticiler geçinebilmek için kent merkezinde ek iş yapmak zorunda kalıyor.
Bunun için, geçinebilmek için toplanıp birlikte olup kendi yaptığımız işe zam istiyoruz.
Bunun için, geçinebilmek için toplanıp, beraberlikte olup kendi yaptığımız işe zam istiyoruz.
İşçi bayramı olmasına rağmen geçinebilmek için simit satmak zorunda kalan seyyar satıcılar da dikkatlerden kaçmadı.