Kelime tanımını bul

Biyoloji Terimleri Sözlüğü
hızlandırıcı

Promotere göre ileri veya geri durumlarda görev yapan ve bazı ökaryot genlerde bulunan, promoterlerin kullanımını artıran bir tip kontrol yeri.

Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
hızlandırıcı

Örtme işleminde kullanılan kimi çözeltilerin, tepkimelerini hızlandırmak için kullanılan özdek.

Nükleer Enerji Terimleri Sözlüğü
hızlandırıcı

Elektron, proton, döteron, alfa parçacığı gibi yüklü parçacıklara çok yüksek kinetik enerji aktaran düzenek.

Uygulayım Terimleri Sözlüğü
hızlandırıcı

1. mekanik: Motorların hızını artırmaya yarayan aygıt ya da düzen. 2 -fotoğrafçılık: Bir fotoğraf banyosunu daha etkin duruma getiren özdek. 3. yapıcılık: Çimento, kireç, alçı vb. gibi bağlayıcıların donma sürelerini kısaltan katkı özdeği. 4. kimya: bk. tezgen. 5. fizik: bk. ivdirici.

Vikipedi
Hızlandırıcı

Hızlandırıcı, genetikte, bir gen kümesindeki genlerin transkripsiyon hızının artmasını sağlayan, transkripsiyon faktörlerinin bağlandığı kısa bir DNA bölgesidir. Bir hızlandırıcının üzerine etki ettiği genlere özellikle yakın olması, hatta aynı kromozom üzerinde dahi olması gerekmez. Ökaryotik hücrelerde DNA'nın içinde bulunduğu kromatin kompleksi süpersarımlı bir haldedir ve bunun sonucu olarak yapısında burkulmalar vardır; öyle bir şekilde katlanmıştır ki, aralarındaki nükleotit sayısı bakımından uzak olan promotör ve onların hızlandırıları, geometrik anlamda birbirlerine yakın olabilirler. Bu sayede hızlandırıcı, genel transkripsiyon faktörleri ve RNA polimeraz II ile etkileşebilir. Bazı hızlandırıcıların kontrol ettikleri genin promotöründen birkaç yüzbin baz çifti uzakta olduğu bulunmuştur. Hızlandırıcılar doğrudan promotöre bağlanmazlar, aktivatör proteinler tarafından bağlanırlar. Aktivatör proteinler, aracı kompleksi ile (mediator complex) ile etkileşir, bu da polimeraz II ve genel transkripsiyon faktörlerini seferber edip transkripsiyonun başlamasını sağlar.

Bir hızlandırıcı düzenlediği genin akış aşağı veya akış yukarısında yer alabilir. Doğrultuları ters çevrilse de işlevleri bozulmaz, bulundukları yerden kromozomda başka bir yere taşınsalar dahi gene gen transkripsiyonuna etki ederler. Hızlandırıcılar intronlar içinde de yer alabilir.

"hızlandırıcı" kelimesinin kullanım örnekleri.

Dışkılama yöntemiyle pırlanta yüzüğün çıkarılması amacıyla Camppel'a sindirimi hızlandırıcı ilaç verildi.

Cinayet, değişimin aktörlerini, kararlarını etkilerken, gelişmeler üzerinde hem hızlandırıcı hem de çeldirici sonuçlar doğurmaya başladı.

Yine bu proje bölgenin sosyoekonomik kalkınması açısından da hızlandırıcı bir rol oynayacaktır.

Özellikle antioksidandan zengin olan bu besin metabolizmanın çalışmasına da hızlandırıcı etki gösterir.

İçeriğindeki kafein ve klorojenik asit sayesinde, belli düzeyde yağ yakımını hızlandırıcı etki gösterdiği bilinmektedir.

Dışkılama yöntemiyle yüzüğün çıkartılması için sindirimi hızlandırıcı ilaç verildi.

Dışkılama yöntemi ile yüzüğün çıkartılması için sindirimi hızlandırıcı ilaç verilen Camppel'ın, hastanede bahçesinde polis eşliğinde, sık sık yürütülüp, koşması da sağlanıyor.

Özellikle sert yastıkta yatmanın, uyku sırasında yoğun olarak yan yatma pozisyonunun kullanılmasının yaşlanmayı hızlandırıcı etkileri olduğunu gösteriyor.

Hava ulaşımı, erişilebilirliği artırması ve ticaret ve turizme olan hızlandırıcı etkisinin de katkısıyla belki de bu açılımın en önemli ayağını oluşturmuştur.

Sonrasında hayata geçirilecek hızlandırıcı çalışmalarla, seçilmiş projeler için kamu ve özel kurumların hibe programlarından destek bulunması ve bu projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor.

İsotun metabolizma hızlandırıcı etkisinden faydalanabilmek ve isot diyetini uygulayabilmek için metabolizma hızınıza uygun bir diyet programı hazırlayarak, yemeklerinize isotu dahil edip, isot diyeti uygulayabilirsiniz.

Brakiterapi, Lineer Hızlandırıcı gibi cihazlarla dışarıdan uygulanan rutin ışın tedavisinden daha az yan etkiye neden olur ve tedavi süresi de genellikle daha kısadır.