Güncel Türkçe Sözlük
haşlamak
-
nsz Bir şeyi kaynar suya daldırmak
-
-i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
- Suda kaynatarak pişirmek
"Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı." - H. E. Adıvar
-
-i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
"Kaynar su ayağımı haşladı." -
-i Don, kırağı bitkilere zarar vermek
-
-i Dalamak
"Böcek çocuğun bacağını haşlamış." -
-i Sızı vermek, acı vermek
"Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." - P. Safa
- Sertçe paylamak, azarlamak
"Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." - S. F. Abasıyanık
"haşlamak" kelimesinin kullanım örnekleri.
İşte makarnayı haşlamak için kullandığınız makarna suyu bu ikisinin ayrılmasını engelleyerek bu görüntüye engel olur.
Aşçılık yapan Sıtkı Avcul, haşlamak için dolaptan aldığı yumurtayı görünce şaşırdı.
Karnabaharları ayıklayıp keserek birbirlerinden kopardıktan sonra haşlamak üzere tencereye koyun.
Kabakları oymadan önce haşlamak için tencereye bir miktar su koyun ve biraz tuz ekleyin kaynatın.
Halen tedavisi süren Şeminur Erzurum, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sabah iş yerine gittikten sonra patates haşlamak için düdüklü tencere kullandığını anlattı.