"hakikat" ne demek

"hakikat" kelimesinin kullanım örnekleri.

Rahmet ve mağfiret kapılarının açıldığı bu müstesna gecenin kalplerimizi iman, ilim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatabilmek için güzel bir fırsat olacağına inanıyorum.

Bu gece kalbimizi huzura erdirebilmek için her türlü kin, nefret ve intikam duygularından arınmanın, yüreklerimizi iman, ilim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatabilmenin anlam ve hikmetini düşünmek için güzel bir fırsat.

Belki temellerini ben attım ama ona fiziksellik ve hakikat katan Kristen oldu.

İl Müftü Vekili Ahmet Duran, dinin fıtri bir hakikat olduğunu söyledi.

Muhammed'in doğmasıyla batıl duygular zail oldu, hak ve hakikat kail olmuştur.

Milliyetçiliğin kendinden olanın menfaatlerini temin namına diğerine ve insan hakikatine karşı mesuliyetsiz bir yürüyüş olamayacağını belirten Sara, bu anlamda atılan her adım sahibini, hakikat aydınlığından şovenist ideolojilerin karanlık sokaklarına sürükleyeceğini vurguladı.

Merak ediyorum, bu kadar mübalağa ve marazi olayların arasındaki hakikat kırıntılarını hangi teleskopla görüp keşfedeceğiz?

Hikmetin ise varlığın ve bilişin tüm mertebelerinde bu dengeyi ortaya çıkartma ve muhafaza etme sanatı olduğuna işaret eden Kalın, bu çerçevede uyumun sadece estetiğe dayalı soyut bir kavram olmadığına, tersine ontolojik olarak hakikat ve adalete dayanan bir gerçeklik olduğuna belirtti.

BBC'nin haberine göre, temmuz ayında devlet başkanı olarak seçilmesinin ardından yeni hükümetin, 2014'te kaybolan 43 öğrenciyle ilgili soruşturmayı sürdürme sözünü veren Obrador, konuyu araştıracak bir Hakikat Komisyonu kurulması için bir kararname imzaladığını duyurdu.

Bahçeli, miracın, insanın aklıyla yorumlayamayacağı ancak gönül ve kalp gözüyle idrak edip, imanla kabulleneceği manevi bir çığır, mutlak bir hakikat, ebedi bir yükseliş ve ezeli bir sıçrayış olduğunu ifade etti.