Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Halletme ihtimali veya imkânı bulunmak
"Herif sıkı biriymiş, bu işi ancak ikimiz halledebiliriz, dedi." - A. Ümit
- Halletme becerisi bulunmak
"halledebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
İşte bu sorunları halledebilmek için teşviklerimizle, programlarımızla insanımızı yetiştirip iş bulma imkanlarını kendilerine sağlamaktayız.
Zaman zaman uyum ile ilgili bir araya gelememekten kaynaklı sorunları halledebilmek amacındaydık.
Engelli çocuğu olan anne babalar, gün içindeki işlerini halledebilmek için, çocuklarını belirli saatlerde bu merkeze bırakabilecek.
Esnafımız, iş adamlarımız işlerini halledebilmek için kapı kapı kurum dolaşıyorlar.
Vatandaşlarımız işlerini halledebilmek için artık başka ilçelere gitmek zorunda kalmayacaklar.
Aileler, gün içindeki işlerini halledebilmek için, engelli yakınlarını belirli saatlerde bu merkeze bırakabilecek.
Yeter artık, bu milletin karşı karşıya kaldığı bu sıkıntıları bu dertleri bu sistemin içerisinde halledebilmek mümkün değildir.