Güncel Türkçe Sözlük
harlatmak
-
-i Ateşi kuvvetlendirmek, alevlendirmek
"Şerefimize sobaya bir iki odunla bir kucak çalı atıp harlattılar." - R. N. Güntekin
- Coşkunluk vermek, canlandırmak
"Millî Mücadele'de aç ve çıplak insanlarımızın yüreğinde alevler harlatmak için tek bir kıvılcım yetmişti." - A. Boysan
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
harlatmak
Tıkacını açıp suyu çok akıtmak.