"hayret" ne demek

"hayret" kelimesinin kullanım örnekleri.

Benim yaş dönemim ve üstündekilerin hayret ettikleri siyasi dildeki amiyanelik on üç yıldır çıtasını yükselttikçe yükseltiyor; her seferinde “Yok artık, bundan fazlası olmaz!

Bir Lübnanlı olarak savaşın ne olduğunu her zaman biliyordum ama durmaksızın, insanların savaşlar boyunca problemlere çözüm bulmak yerine nasıl beceriksizce davrandığına hayret ediyorum.

Hayret edilecek bir şey, bir gün olup da bir delikanlılık yapıp adam gibi doğru söylemeyi öğrenemediler çünkü bütün ömürleri kalleşlik ve iki yüzlülükle geçmiş.

İşyerinin önündeki fındıkkabuğu çuvalının üzerinde bir birine sarılarak yatan kedi ve köpekler görenleri hayret içinde bırakıyor.

Dar bir alanda neslini nasıl devam ettirdiğini belirlemeye çalışıyoruz çünkü bu, hayret verici bir durum.

Ben hayret ediyorum bu kararı alanlara nasıl bir akıl tutulması yaşanıyor.

Adeta ilkbahar mevsiminden kalma bir görüntü oluşturan erik ağacının bulunduğu sitede oturan Abdullah Yılmaz, bunun hayret verici bir şey olduğunu ifade ederek, çok dikkat çektiğini söyledi.

Bu hayret bir yana kendime ne kadar yakınım, kendi içimdeki kazı hangi aşamada, düşünmeden edemiyorum.

Bazen eski fotoğraflara bakılıp o dönemde giyilen kıyafetlere hayret ediliyor, bazen gardıroplarımızı yepyeni form ve materyallerle tanıştıran o günler gülümseyerek anılıyor.

Sırf saçmalamak adına böyle bir manşeti atan gazeteye hayret ediyorum.

Buna göre, Letonya Nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Hayri Hayret Yalav ile Umman Sultanlığı Nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Atılay Ersan merkeze çekildi.