Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Hazır duruma getirmek
"Otelden getirttiği masaları yan yana dizdirerek mehtaba karşı uzun bir sofra hazırlatmıştı." - A. Kulin
"hazırlatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Fevzi Apaydın, esnafın satın aldıkları minibüsler için tadil projesi hazırlatmak ve araçta bulunan 2 koltuğu sökmek suretiyle söz konusu araçları mevzuata uygun hale getirmek zorunda kaldıklarını bildirdi.
Bu raporu hazırlatmak istememizdeki bir diğer gerçek de önceki yönetimleri gerçek anlamda ibra etmek istemeyişimizden.
Bu raporu hazırlatmak istememizdeki bir diğer gerçek de önceki yönetimleri gerçek anlamda ibra etmek istemeyişimizdendir.
Büyükşehir Yasası ile birlikte kırsalda yaşayan vatandaşlarında proje hazırlatmak zorunda olduğunu kaydeden Başkan Tutal, merkez mahallelerde olduğu gibi kırsalda yaşayan vatandaşlarımızda artık ev yapacakları zaman proje hazırlatmak ve bu projeler için yüksek ücretler ödemek durumda kalacaklardı.
MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, üyelerinin sorunlarını tespit etmek ve sorunların çözümleri için bilimsel bir rapor hazırlatmak amacıyla çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.
MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, üyelerinin sorunlarını tespit etmek ve sorunların çözümleri için bilimsel bir rapor hazırlatmak amacıyla çalışma başlattıklarını belirterek hazırlanan raporların gerekli birimlere iletileceğini söyledi.
Etlerinin hazırlatmak kıyma yaptırmak isteyen vatandaşlar kasapları tercih ediyor.