Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Bir kadını aldatma, baştan çıkarma
- Irzına geçme
- Aldatma, ayartma, kandırma, baştan çıkarma
"iğfal" kelimesinin kullanım örnekleri.
Memleketimizin, devletimizin meselelerine nasıl duhul ettiklerini, nasıl oyun kurgusu içinde olduklarını, hangi alçaklıkları gerçekleştirdiklerini masum Anadolu çocuklarını nasıl iğfal ettiklerini, Haşhaşiye dönüştürdüklerini, arkadan kurulan sistem gibi kurup milletimizin içinde bir canlı bombayı döndüklerini hem milletimize, kardeşliğimize, insanlığımıza nasıl zarar verdiklerini biraz daha içinden gören biri olarak söylüyorum.
Bizim bu projemizi önce çaldılar, ona bir şey demedik, sonra ifsat ettiler, milleti de iğfal ettiler, kandırdılar.
Siyasetin her yanımızı tarumar ettiği bir dönem bizi kültürel ve eğitim dünyasının bir ferdi olarak iğfal eder.
Eğer biz terör örgütlerine, zihni iğfal edilmiş üç beş çapulcunun silahlı macera alanları olarak bakarsak yanılırız.
Malumunuz Mustafakemalpaşa teşkilatımız, bir süre önce şahsi ikbal telaşında olan, bir takım kişiler tarafından iğfal edilmişti.
Gençlerimizin eline silah vererek, bedenine uyuşturucu zerk ederek, zihinlerini iğfal ederek geleceğimize kast edenlere göz yummayacağız.
Diğeri hayır, hasenat, himmet adı altında gençlerimizi zehirleyen, kurumlarımıza sızıp iğfal edip bu ülkeyi yeni bir devlet yapılanmasıyla gizlice ele geçirmeye çalışan bir yapı.
Dünya, masum peygamber katili atanın masum bebek katilli çocuklarından, iğfal ve işgal ettikleri her türlü mahremin ve masumun hesabının sorulacağı bir meydana doğru sürüklenmektedir.
CHP, FETÖ tarafından iğfal edilmiş öteki muhaliflerce de desteklenmektedir.
Yaşamak ve yaşatmak yerine ölmek ve öldürmek mesajları ile körpe zihinleri iğfal ettiler.
Eskiden köylük yerde, çoğu evlilikle sonuçlanan kız kaçırmaların ya da saldırganın tanıdığı birine yönelik iğfal vakalarının yerini büyük kentlere özgü yeni formlar alıyor.