Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Kayırma, bir tarafı tutma
- Gerekli bulma
- Kesenek
Tarih Terimleri Sözlüğü
Hazine malı bir gelir kaynağının belli bir ücret karşılığında kişilere satılması yöntemi.
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
(İnat)(Divan edebiyatı terimi) Uyakların kayıtlı nevinden olması hali.
Vikipedi
İltizam, Osmanlı devlet gelirlerinin ( vergilerin) bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.
Vergiyi toplamayı üstlenen kişiye "mültezim" denirdi. Mültezimler bir tür müteahitti. Arttırma sonucu iltizamı üstlenen mültezim, böylece devlete karşı belli bir ödeme yapmayı taahhüd ederdi. Orta Çağ'da Fransa ve Almanya'da da uygulanan iltizam sistemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda yıllıklı eyaletlerde uygulanırdı. 16. yüzyılın sonlarından itibaren, uzun süren savaşlar ve ticaret yollarının değişmesi Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini bozarak hazinede nakit para açığına sebep oldu. Bu nedenle Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde de iltizam uygulanmaya başlandı ve Tımar sistemi bozuldu.
İltizam yönteminde vergi daha çok ürün olarak toplanırdı; nitekim Osmanlılar'da da âşar, iltizam yöntemiyle toplanırdı. Bu yöntemde, mültezim devlete yaptığı ödemeyi karşılamak ve kendine kâr sağlamak için köylüler üzerinde büyük baskı uygulamak durumundaydı. Vergi toplamada büyük keyfiliklere yol açan bu yöntem zamanla yerini çağdaş vergilere bıraktı. İltizam usulü diye bilinen bu özel girişim niteliğindeki mali birim mukataalarda uygulanıyordu.
Mukataa: Osmanlı Devleti'nde miri arazinin alt kollarından biridir. Geliri doğrudan devlet hazinesine giderdi. Bu toprakların geliri iltizam yoluyla toplanırdı.
Mültezimler açık arttırmayla çıkarılan mukataayı bırakacağı kâr hakkındaki tahminlere göre kıymetlendirdikten sonra devlete tekliflerini yapardı. Hazine teklif verenler arasından en yüksek teklifi yapan mültezime Tahvil adı verilen ve genellikle 1 ila 3 yıl arasında değişen bir devre için, o mukataayı vergilendirme hakkını devrederdi. (Hazine mültezimden senet ve kefil isterdi. Sorumluluğu yerine getiremez ise malları müsadere edilirdi.)
"iltizam" kelimesinin kullanım örnekleri.
Neyi sattığımızı bilelim Karayolu, köprü geçiş haklarının, milli piyango, spor toto, iddaa gibi halka kumar oynatan işletmelerin satışı imtiyaz ve iltizam olarak adlandırılır.
Tanzimat döneminde Abdülmecit, Abdülaziz, Abdülhamit II, bütçe açığını kapatmak arayışında bolca imtiyaz ve iltizam dağıttı.
Bu yazıda sadece ve sadece özelleştirme adı altında tekel haklarının devletten özel sektöre devri ile imtiyaz ve iltizam haklarının dağıtılmasının sakıncalarının anlatılmasına çalışılmaktadır.
Bunun yanında da özelleştirme ihaleleri veya başka yollarla yabancı sermayeye tekel, imtiyaz ve iltizam haklarının satılması halinde, bunların geri alınmasının güç hatta imkansız olduğu hatırlatılmak istenmektedir.
Burası gerçekten, ilçeler içerisinde bana göre düzen ve iltizam açısında en güzel pazar.
İmtiyaz, iltizam ve dışarıdan borçlanma yöntemleriyle modernleşme ve kamu finansmanı sorunlarını çözdüğünü sanan Osmanlı Devleti sonunda hem siyaseten batmış hem de iktisaden de geri kalmıştır.
Yüksek hakim, özel hayatında herhangi bir tarafa iltizam ettiği veya herhangi bir düşünceyi kabul ettiğini gösterir hareketlerden mutlaka kaçınmalıdır.
Vergi toplama hakkının, belirli bir bedel karşılığında herhangi bir kişi veya şirkete devretmesine iltizam yöntemi deniliyor.