Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Ayrıcalıklı
"Türklerin arasında eskiden de şimdi de imtiyazlı bir sınıf yoktur." - Ö. Seyfettin
"imtiyazlı" kelimesinin kullanım örnekleri.
Herif İngiliz doğdu diye imtiyazlı değil, İngilizceden başka dil bilmeyene çok zavallı bir adam diye bakılır.
Rehinli alacaklar, masa alacakları, kamu alacakları, imtiyazlı alacaklar, vb.
Bazı ürünlerin imtiyazlı taşımacılığı ve teknik güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili çalışmalar da yapılması gerektiğine dikkati çeken Eyubov, kara yolu ve diğer taşımacılıkta vize kolaylıklarının getirilmesinin gerekliliğine işaret etti.
Bu imtiyazlı kişilere gerekli yaptırımların uygulanamaması sonucunda da rakip teknik direktörün ve yardımcılarının ihlalleri maçla sınırlı kalmamış, maç sonunda yayıncı kuruluş görüntülerinde de açıkça sabit olduğu üzere, rakip teknik direktör, futbolcumuz Soldado'nun kolunu sıkıp tehditler savurmuş, yardımcısı ise birçok futbolcumuza sırayla saldırma girişiminde bulunmuştur.
Bu noktada, TFF ve MHK'dan dün yaşanan olaylar ve sezonun devamındaki beklentimiz, hiçbir kulüp ve şahsı imtiyazlı olarak görmeden, tüm kulüp ve yetkililerine eşit mesafede yaklaşarak Türk futbolunu yönetmeleri ve bu konudaki kararlılıklarını da kendilerine bağlı olan tüm alt mercilere aktarmalarıdır.
A sınıfı hisseler Hazineye, B sınıfı hisseler milli bankalara, C sınıfı hisseler yabancı bankalar ile imtiyazlı şirketlere ve D sınıfı hisseler Türk ticaret kuruluşlarıyla Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişilere ayrıldı.
Bu avans, kardan imtiyazlı paylara imtiyaz dikkate alınarak verilecek.
Özellikle kurumlarla ilgili halkın aleyhine olan gelişmeler, bir takım imtiyazlı kişilerin oluştuğu kanaatleri, siyasette acımasız ve kuralsız rekabet, özellikle sevgi ve hoşgörü ortamından uzaklaşmanın meydana getirdiği toplumsal ayrışma ve keskinleşme sadece bireyler arasında değil, toplumun bir çok katmanı ve kurumları arasındaki güveni de ortadan kaldırır.