Güncel Türkçe Sözlük
-
-e Daha kolay ve yalın duruma getirmek
-
-i, kimya Bir maddenin oksijenini alarak oksit
özelliğini yok etmek, irca etmek
-
-i, matematik Bir işlemi daha kısa veya daha yalın
bir biçime sokmak, irca etmek
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
Bir atoma bir veya daha fazla elektron katmak.
Bir atomun değerliğini azaltırken diğer bir atomun yükseltgenme sayısını artırmak.
Oksijen çıkarmak.
Hidrojen katmak.
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(kimya)
"indirgemek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Uluslararası kısıtlamalar nedeniyle oluşabilecek riskleri indirgemek için mali sistemlerimizi geliştiriyoruz.
Diş hekiminiz, ağzınızda oluşan plakayı en aza indirgemek için antiseptik bir gargara kullanmanızı önerebilir.
Bunlarla yetinmeyerek, sıkıntıları en aza indirgemek için gereken çalışmaları titizlikle yürüteceğiz.
İl Jandarma Komutanlığı Trafik Tim Komutanı Kıdemli Başçavuş Güven Güler de Ankara'da, sorumluluk bölgelerinde kazaları en aza indirgemek ve kaza olmamasını sağlamak amacıyla eğitim aldıklarını belirtti.
Ekolojik dengeyi ve dolayısıyla canlı yaşamını tehdit eden plastik atıkların oluşturduğu kirliliği en aza indirgemek için her ne kadar önlemler alınmaya çalışılsa da sivil toplum kuruluşlarına göre çabalar hala yetersiz.
Bizler de arkadaşlarımız ile birlikte doğal afetlerde zararları asgariye indirgemek için okullarımızda çeşitli eğitimler düzenleyerek öğrencilerimize hem Van depremini unutturmadık, hem de doğal afetler ile ilgili onları bilinçlendirmeye çalıştık.
Çünkü bu yaklaşım, İslam ekonomisinin kapsamını, kapitalist değer sistemi içinde yaşam mücadelesi veren İslami finans kurumlarına indirgemek olur.
Sporun evrensel değerinin simgesi olan bu yapıyı sadece madalyaya indirgemek, olimpik ruhu ıskalamak demektir.
Kış aylarında trafik kazalarını en aza indirgemek, olası trafik kazalarını önlemek için yapılan bu uygulama ile daha güvenli yolculuk yapılacak.