Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat, felsefe İlkel
"Kontrol altına alınmayan kalabalık içinde, yaşlı başlı insanlar bile iptidai bir seviyeye inerler." - M. Kaplan
-
isim, eğitim bilimi İlkokul
"Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı." - R. N. Güntekin
"iptidai" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bu destekler neticesinde iptidai olan beyaz et üretimi bugünkü seviyelere geldi ve çok şükür merdiven altı üretimlerden bugün büyük fabrikalara sahip olduk, bu fabrikalar ihracat yapar konumlara geldi.
Su kayıpları fazla olan iptidai tüm sulamaların modernize edilmesi halinde bir miktar su tasarrufu sağlanabilir ancak bu durumda bile göl seviyesindeki düşme, dengeye gelinceye kadar devam edecektir.
Gaz yağı kullanılan, cam muhafazasının içinde yanan fitille odayı aydınlatan iptidai aydınlatma aracı.
Manavgat Irmağı içerisinde çalışan üyemiz tekne sahipleri iptidai şartlarda yapılmış iskelelere bağlayarak yolcu taşımacılığı yapmaktadır.
Çalışmalar çerçevesinde, önceden kırsal mahallelerde çöp toplama iptidai bidonlar ile yapılırken 30 kırsal mahallede dağıtılan bin 600 adet 400 litrelik metal çöp konteynırları ile çöp toplama sistemi tamamen modernize edildi.
Her ikisi de iptidai pimaş borudan konserve kutudan müteşekkil protez ya da yürüme gerecinden çok daha iyi bir sonuç alacağız.
Belediyemizden ufak iptidai bir yer istiyoruz, resmi olsun ben de onları orada ustalık yapayım.
Irak Başbakanı'na burdan açık çağrı yapıyorum, şu anda Dicle Nehri'nden ne akıyorsa tamamı Irak tarafına geçiyor ama burada hata kendi iç sistemleri, çok iptidai sulama sistemleri.
Bu Musul Barajı ve diğer sulama sistemleri iptidai olduğu için su yetmiyor.