Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü
ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt
"Benimkinin amcama ait olduğunu ispat için şahitlerim ve vesikalarım vardır." - R. N. Güntekin
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(matematik)
"ispat" kelimesinin kullanım örnekleri.
Özellikle gol atınca alkışlanma duygusu onları mutlu kılmanın yanında psikolojik olarak desteklenmeleri kendilerini ispat ediyor ve onlarda büyük heyecan yaratıyor.
Bursa Kestel Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi’nin de belirttiği gibi, boşanmaya sebep olan olayların birçoğunda, mahremiyet düşüncesi, aile içi sorunların tam olarak anlatılmak istenmemesi, ispat zorluğu gibi sebeplerle kimin daha kusurlu olduğu dahi her zaman tespit edilememekte ve böylece en azından taraflar hatalı bir şekilde eşit kusurlu kabul edilip, süresiz yoksulluk nafakası bağlanmaktadır.
Onlarda helal rızkın ne demek olduğunu bütün dünyaya ispat ederek, o kömür karası çalınmış yüzlerinde aslında apaydınlık bir yüzle rablerinin huzuruna varmak üzere helal rızık yolunda şehit oldular.
Diyarbakır Barosu Çocuk Haklan Merkezi avukatı Ümit Asye Demir ise öğretmenin açığa alması gerektiğini belirterek, "İddia ispat olana kadar uzaklaştırılması ve tutuklu yargılanması gerekir.
Kararda, ilk derece mahkemesinin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığı kaydedildi.
Çok şükür attığımız doğru adımlarla, belirlediğimiz stratejilerle bugün Toroslar'da belediyecilik anlamında rüşdümüzü ispat ettik.
Zaten açık bir eylem olduğu zaman bu açık eyleme bilinen ve görünen bir eyleme, ispat edilebilen bir eyleme dönük olarak müdahale hakkında Viyana Sözleşmesi cevaz veriyor ama ortada böyle bir durum yok.
Bizimse umudumuz gencecik bir kadını hayattan koparmanın cezasız kalamayacağını, cinayetin intihar süsü verilerek örtbas edilemeyeceğini ispat edecek bir adaletten yana.
Gerekçeli kararda, dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar iddiasını ispat eden bir belgeyi de kamuoyu ile paylaşmadığı, 13 Şubat'taki grup toplantısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan, küçük düşürücü, aşağılayıcı iftiralara ve ağır hareketlere devam ettiği, daha önce defaatle tekrar etmiş olduğu gerçek dışı beyanları yineleyip, basın yolu ile saldırıda bulunduğu belirtilerek, 500 bin lira manevi tazminata hükmedilmesi istendiği ifade edildi.
Cesaret timsali muhterem gazilerimiz, vatana göz diken hain emellere fani bedenlerini siper ederek geçit vermemişler ve bu uğurda şahadet şerbetinden seve seve içmeye gönüllü olduklarını açıkça ispat etmişlerdir.
Netice itibarıyle memleketimizde demokrasi olduğunu dünyaya ispat edecek kesin olay düzgün, hadisesiz bir iktidar partisi değişmesi geçirmekti.
Netice itibarıyle memleketimizde demokrasi olduğunu dünyaya ispat edecek kesin olay, düzgün, hadisesiz bir iktidar partisi değişmesi geçirmekti.
Benim bildiğim onurlu, namuslu, şerefli hasiyetli bir insan iddiasını ispat eder.
Homa Zadeh, Türkiye'nin ve dünyanın her yerinden kendisini ispat etmiş hekimlerin bir araya geldiğini bildirdi.
Davalı, adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi icap etmesi gerekecektir.