"ispatlamak" ne demek

"ispatlamak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bu cemiyetin amacı İbn Haldun'un Batılı, Batı merkezci, evrimci ve pozitivist sosyal bilimlerin alternatifi olduğunu ispatlamak.

Meteorolojik ve hidrolojik olarak orada sel olduğunu bilimsel olarak ispatlamak gerekiyor, söylemle sel olmazö dedi.

Ozan'ın da yeniden bir Süper Lig takımında kendisini ispatlamak istediği ve bu doğruituda Kasımpaşa'dan gelecek teklifi kabul etmeye hazır olduğu da gelen haberler arasında.

T'nin resmi kurumlarda sık sık çocuğunun kendisinden olduğunu ispatlamak zorunda kaldığını ifade eden Çınar, küçük kızın babası bildiği kişiyle farklı soyadı taşımasından dolayı da aile bütünlüğüyle ilgili sorunlar çıktığını kaydetti.

Bu çok keyifli, sahneye çıktığım zaman kimseye bir şeyi ispatlamak zorunda değilim.

Öyle bir ülkede yaşıyoruzki, yalan söyleyene inanılıyor, doğruyu söyleyen ispatlamak zorunda kalıyor.

Sonuçta bugünkü maç da geçen haftaki galibiyet ve kupa galibiyetinin tesadüf olmadığını ispatlamak için bizim için çok önemli oldu.

İddialarını ispatlamak için arşivlerimizin kapılarını sonuna kadar açtığımız halde bu cesareti gösterebileni henüz görmedik.

İşçinin iş sözleşmesinin sona erdirilmesi üzerine dava açması halinde işveren işletmesel nedenin varlığını ispatlamak zorundadır.