Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
istikrarsızlık
  • isim İstikrarsız olma durumu, dengesizlik, kararsızlık
    "Hemen bütün demokrasilerin başlıca gailesi olan hükûmet istikrarsızlığından İsviçre'de hiçbir alamet görülmemişti." - Y. K. Karaosmanoğlu

"istikrarsızlık" kelimesinin kullanım örnekleri.

Aydın, bizzat sahaya inerek, üreticilerle yüz yüze yaptıkları araştırmalarda üreticilerin atadan kalma bilgilerle çiftçilik yaptığını ve zirai amaçla düzenlenen toplantılara genellikle katılmadıklarını gördüklerini dile getirerek, "Üreticilerin en büyük şikayetleri ise girdi maliyetlerinin yüksek olması, üzüm fiyatlarında istikrarsızlık yaşandığı, çözüm olarak ta kooperatifleşmeyi önerdikleri belirlendi.

Biteviye sürecek siyasi istikrarsızlık teşvik edilmiş, yıllara sari siyasi anlayışların üstünden buldozerle geçilmiştir.

O halde ya istikrarsızlık kaynağı bu Suriye politikası güdülmeyecekti ya da caniyane misillemeler önlenecekti.

Ülkemizde mevcut hükümet sistemini kriz ve istikrarsızlık üretme ihtimalinin hali hazırda var olması öyle değimli?

Öyle ya ağustos ayında bu ülkede ne siyasi istikrarsızlık yaşandı, ne harp oldu, ne afete maruz kalındı, ne başka herhangi bir fevkaladelik görüldü.

ABD'nin küresel ekonominin itici gücü iken, korumacı politikalarla frenleyici bir güce dönüşeceği endişesini dile getiren Gonzalez, korumacı politikaların küresel ekonomide istikrarsızlık oluşturacağını söyledi.

Nihai olarak, doymak ve kanmak bilmeyen bir ihtirasın pençesinde kıvranan Trump küresel sistemin çıbanbaşı, küresel ekonominin istikrarsızlık odağı haline gelmiştir.

ABD'nin, tahripkar istikrarsızlık, toplumsal infial, toplu intifadaya, kara bir leke gibi alnına yapışacak muhtemel dinler arası çatışmaya yol açacak Kudüs ile ilgili adımlarını muhakkak askıya alması şarttır, acilen ve amasız şekilde gaflet ve dalalete son vermelidir.

Stoltenberg, Rusya'nın agresif politikalarının ve nükleer silahların yayılmasının diğer bir potansiyel istikrarsızlık unsuru olduğuna işaret etti.