Güncel Türkçe Sözlük
-
-i İzleme ihtimali veya imkânı bulunmak
"Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz." - S. Birsel
- İzlemeye gücü yetmek
"izleyebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Görsel şöleni izleyebilmek için birbiriyle yarışan ziyaretçiler, etkinliği cep telefonlarıyla görüntüledi.
Uçsuz bucaksız bir ağaç müzesine benzeyen ormanda yaşadığınızı yeniden duyumsayabilmek, yaprakların yeşilden sarıya, kahveden kızıla dönüşen renk cümbüşünü izleyebilmek için bundan güzel fırsat olur mu?
Havanın parçalı bulutlu olmasından dolayı aralıklarla tutulma izlenemese de, tatilciler bu güzel manzarayı izleyebilmek için bulutların ilerlemesini beklediği gözlendi.
Kazayı izleyebilmek için canını tehlikeye atan sürücü bu kadarına da pes dedirtti.
Valizin içinde bomba olma ihtimaline karşı polis bölgeyi güvenlik çemberine alırken, meraklı vatandaşlar şüpheli valizin patlayışını izleyebilmek için olay yerine akın etti.
Gösteri uçuşunu daha rahat izleyebilmek için çok sayıda vatandaş kurulan dev ekranın çevresinde toplanırken, bazı vatandaşlar ise sahildeki balıkçı teknelerinde gösteriyi izlemeyi tercih etti.
Taner Hoca gelmeseydi, Manisalılık damarı kabarmasaydı, hala böylesine ter akıtan bir takımı izleyebilmek olanaksızdı.
Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığın pençesinde olan ve bu nedenle ötenazi kararı alan fanatik bir Brugge taraftarı, sırf takımını son bir kez daha izleyebilmek ve o stadın havasını soluyabilmek için, zehirli iğneyle hayatına son verileceği ötenazi kliniğindeki ölüm randevusunun tarihini erteledi.