Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
körükleme
  • isim Körükleme işi, ajitasyon
    "İçin için yanıp alevlenmeye doğru gitmekte de Enderun körüklemeleri yüzünden geri kalmadılar." - N. F. Kısakürek

"körükleme" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bu tür silah lobilerinin kendi işlerini çevirmek için gerilimleri, çatışmaları körükleme gayretlerine girebildiklerini belirten Kalın, buna karşı da teyakkuzda olunması gerektiğinin altını çizdi.

Oğlum Yener ise benimle birlikte dükkana geliyor, yanımda oturuyor, körükleme yapıyor.

Bu durum bazı illerde etnik ve mezhepsel kutuplaşmaları körükleme potansiyeline sahiptir.

Kudüs'ün işgal altında olduğunu Amerika Birleşik Devletleri dahil uluslararası toplumların tamamının kabul ettiği bir ortamda uluslararası hukuku, tarihi süreçte alınmış Birleşmiş Milletler kararlarını ve ülkelerin hassasiyetlerini hiçe sayan, bölgedeki çatışmaları körükleme ihtimali oldukça yüksek olan bu girişim, kesinlikle kabul edilemez.

Bazıları mezhepsel ve etnik çatışmaları körükleme teşebbüsünde bulunuyor, ülkeyi parçalamaya çalışıyor.

Bazıları mezhepsel ve etnik çatışmaları körükleme teşebbüslerinde bulunuyor bu ülkede.

Siyaseti dizayn etme, iktidar düşmanlığını körükleme, manşetten vurup iki satırla haberi düzeltme, kutuplaştırma, cinsiyet ve ırkçılık ayrımlarını körükleme ve piar adreslerine dönüşmeye başladığı günden beri saygınlığını her geçen gün biraz daha yitirdiğini hatırlamak bile istemiyor.