Güncel Türkçe Sözlük
kükremek
-
nsz Aslan, bağırmak
- Deniz, nehir kabarmak, taşmak
"Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım / Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım" - M. A. Ersoy
- Coşkuyla saldırmak
"Ordu kükremiş aslan gibiydi." - Mayalanıp kabarmak
- Gür bir biçimde yetişmek
"Kükredi çimenler, açıldı güller / Al şala bürünür bahçeler, bağlar" - Âşık Veysel
- Coşmak, taşkınlık göstermek
"Tutkuların kükrediği günlerde, akıl sözünü dinletemez ki?" - N. Ataç
- Kızgınlık ve öfke ile yüksek sesle bağırmak