Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
külliyetli
  • sıfat Pek çok, bir hayli
    "Utanmayı öğrenmeyenler, banka batıracak, külliyetli rüşvet alacak çeteler kuruyorlar." - A. Boysan

"külliyetli" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bunların başı olan Baş Hazinedar Usta, külliyetli miktarda maaşı olan, rütbeli ve sarayda önemli bir şahsiyetti.

Bunlar oldukça külliyetli miktarlar ve buna benzer sene sonuna doğru beklediğimiz halka arzlar da var.

Bu paranın külliyetli bir bölümü ihale düzeninin çarklarından geçerek rüşvet halinde siyasetçilerin ve bürokratların ceplerine giriyor.

Yan ceplerdeki paralar bu şekilde birikmiş, el sürülmediği için külliyetli rakamlara ulaşmıştır.

Askeri ve akademik dünyada konu hakkında külliyetli miktarda yayın vardı.

Yerli Rumlar silahlanıyor Yunanlılar işgalden evvel külliyetli miktarda silah, cephane, muhabere levazımatı ve buna benzer eşyayı kızıl haç ismi altında muayeneye tabi tutmadan şatlar üzerinden alıp memlekete daha doğrusu milli teşkilata verip, yerli Rumları silahlandırıyorlardı.

Yunanlılar işgalden evvel külliyetli miktarda silah, cephane, muhabere levazımatı ve buna benzer eşyayı kızıl haç ismi altında muayeneye tabi tutmadan şatlar üzerinden alıp memlekete daha doğrusu milli teşkilata verip, yerli Rumları silahlandırıyorlardı.

Buna rağmen Ankara KKTC hükümetinin yeni şirkette külliyetli miktarda pay almasına göz yumdu.

Buna karşılık bazılarının külliyetli miktarda kişisel rant sağlamakta olduğu konuşuluyor.