Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Kışkırtma işini yapan, muharrik
"O kaçmalar, kovalamalar, kışkırtıcı hareketlerin hepsi onda da vardı." - N. Cumalı
- İnsanı bir şey yapmaya heveslendiren
"kışkırtıcı" kelimesinin kullanım örnekleri.
İçişleri Bakanlığı ile İstanbul Valiliğine teşekkür eden Gülbey, “Ermenistan, Almanya ve Avrupa tarafından dayatılan ve ülke içerisinde ise Agos gazetesi gibi kışkırtıcı bir yöntemle seçtirmek istedikleri Aykyebiskobos Bekçiyan’ın sayesinde Türkiye’de bulunan 57 Ermeni vakfına, 20 adet Ermeni okuluna, 1 Ermeni hastanesi ile bunların sahip olduğu mülkiyetlere sahip olmak ve yönetmek peşindeydiler.
Miting konuşmalarında yakışıksız, kışkırtıcı bir dil kullanılır, hamasi veya popülist laflar edilir, kutuplaşma ve gerginlik tohumları ekilir.
Heyet, toplantının düzenini sağlamak, kanunlara karşı hareketleri, edep törelerine aykırı veya suç işlemeye kışkırtıcı mahiyet taşıyan söz veya fiilleri önleyecek, aykırı bir durum baş gösterdiğinde ise gerekirse zabıtayı çağıracak.
Salisbury'nin sokaklarında kimyasal silah kullanılmasına karşı verilen sert uluslararası tepki, kışkırtıcı ve pervasız davranışlarına göz yumulmayacağına dair Rusya'ya açık bir mesaj gönderiyor.
Ama hiç kimse ayrıldıktan sonra bu kadar kulübün üzerine basını ve taraftarı yüklendirmek için kışkırtıcı olaylara girmemiştir.