Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Kılçığı olan
"Kaşık Adası bilek kalınlığında, mor kılçıklı, yarım metre uzunluğunda zarganalarla doludur." - S. F. Abasıyanık
- Pürüzlü, çapraşık, karışık
"Bu iş pek kılçıklı, içinden nasıl çıkılır?"
"kılçıklı" kelimesinin kullanım örnekleri.
Glosa, kışlık, orta boylu, yatmaya karşı dayanıklı, kılçıklı, beyaz başaklı ve başaklanma zamanı erkenci bir tohum olarak biliniyor.
Haftanın 3 günü çocuklara, iki gün ise yetişkinlere olmak üzere toplam 5 gün verilen Ebru kursunda, ebru çeşitlerinden, Gelgit Ebru, Şal Ebru, Taraklı Ebru, Bülbül Yuvası Deseni, Akkaseli Ebru, Kumlu Kılçıklı Ebru teknikleri ve Kumlu Kılçıklı Ebru tekniğinde boya ve kitre özellikleri anlatılıyor.
Grup 1950 metredeki Kılçıklı mevkiine ulaştığında, ekipte yer alan Suat Özkan kar kramponlarıyla buzla kaplı bir kayaya basarak 10 metrelik uçurumdan düştü.
İlgi görmemesinin tek sebebi ise sazan, tatlı su kefali ve buna benzer balıkların aşırı kılçıklı olması.
Danelerin etrafındaki kılçıklı kısım yanarak, daneden ayrılması sağlanır.
Bu nedenle buğdayda kılçıklı cinsleri tercih etmek zorunda kaldığını ve Ceyhan 89 türü buğday ektiğini anlatan Akar, buradan elde ettiği 400 kilogramlık verimin kendisini memnun ettiğini kaydetti.
Genelde pembeden kırmızıya değişmekle beraber yeşilimsi kahverengi olan türleri de olan kırlangıç balıkları beyaz etli, az kılçıklı olması nedeniyle balık restoranlarında daha çok çorba ve şiş yapılarak tüketiliyor.
Bununla birlikte sazan balığının bir olumsuz yönü var ki o da çok aşırı kılçıklı bir balık olmasıdır fakat biz sazan balığının kılçıklarını çiğken ayıklayarak balığın etini kıymaya dönüştürebiliyoruz.