Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Kırk parçadan oluşmuş
- Kırk gününü doldurmamış (bebek veya lohusa kadın)
- Birinin kırkı çıkmadan öbürü doğan (akraba veya komşu
çocukları)
"kırklı" kelimesinin kullanım örnekleri.
İnsani duyguları sömürme üzerine kurulu, çocuğunun ölmüş olduğundan habersiz bir anneye canlı yayında bu bilgiyi vermekte beis görmeyen, bu annenin haberi aldıktan sonra düştüğü insani ama özel durumu yayınlamayı marifet sayan, evlat edinildiği iddia edilen ve şimdi kırklı yaşlarını süren kişilerin adlarını ve fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyen, yapay suçlular oluşturarak reyting kazanan, insanların şeref haysiyeti ile oynayarak herkese ahlak dersi vermeye kalkışan bu programın, yapımcıları, yayıncıları, sunucuları ve katılımcılarının iftiraları ve yalanlarına karşı hukuksal mücadele verileceğini, bu kişilerden mahkemeler önünde hesap sorulacağını müvekkil adına kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Presbiyopi, kırklı yaşların ilk yıllarında başlar ve herkesi etkisi altına alır.
Bir insan, düşünün ki kırklı yıllarda hayata veda ediyor ve böyle eserler bırakabiliyor.
Fazla kilolularda, kırklı yaşlarda, kadınlarda ve çok doğum yapmışlarda safra taşları daha sık görülür.
Şimdi biz kırklı yaşları geçtiğimiz için sizlerle bir araya gelmek, hasbıhal etmek, gerek ülke meseleleriyle ilgili gerek sizlerin sorunlarıyla ilgili görüşmek benim çok keyif aldığım bir durum.
Hormonal faktörler de devreye girince metabolizmanız daha da yavaşlıyor, Kırklı yaşların sonuna gelindiğinde ise azalan bedensel aktivite düzeyi, kas kitlesinde azalmaya ve yağ depolarında artmaya yol açıyor.
Sonuç olarak, kalp hastalığından korunmak için öncelikle kırklı yaşlara doğru, doktor kontrolü ve gerekli testlerle hastalık riski saptanmalı, beslenmeye dikkat edilmeli, sigaradan kesin olarak vazgeçilmeli, daha aktif ve stresten uzak bir yaşam tarzı seçilmeli, doktor tarafından kullanılması önerilen ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı ve doktor takipleri aksatılmamalıdır.
Ahu Sungur Maksude Şahin Kırklı yaşlarının başında bir pavyon şarkıcısı.