Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kısıtlı
  • sıfat, hukuk Kısıtlanmış, kısıt altına alınmış, mahcur
    "En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar... milletvekili seçilemezler." - Anayasa
  • Sınırlı
    "Ben makarnaları haşlarken o da evdeki kısıtlı malzemeyle kekikli, domatesli bir sos hazırlamaya koyuldu." - E. Şafak
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
kısıtlı

mahcûr.

"kısıtlı" kelimesinin kullanım örnekleri.

Eğer zaman kısıtlı ise bazı durumlarda aşı ile birlikte antiserum da kullanabiliyoruz.

Bunun en önemli sebebi de enerji kaynaklarının kısıtlı olması ve Türkiye’nin aramal üretiminde uzmanlaşması.

Bazen imkanlarımız kısıtlı olsa da problemleri birlikte aşabilmek için canla başla mücadele ettik ve ivedilikle çözüme kavuşturduk.

Ancak, helikopterin defaten bölgeye ulaşmaya teşebbüs etmesine ve muhtelif tehlikeler atlatmasına rağmen, görüş mesafesinin kısıtlı olması, olumsuz hava koşulları ve sarp arazi yapısı nedeniyle, havadan tahliye gerçekleşememiştir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dulluk ve öksüz, yetim yardımından faydalanan, başka herhangi bir geçim kaynağı olmayan ailenin tek yetişkin çocuğu kısıtlı imkanlarla üniversite okurken, tatillerde ise çalışıp ailesine yardımcı olmaya çalışıyor.

Olumsuz hava koşulları nedeniyle antrenmanlarını genelde salonda yapan sporcular, kısıtlı imkanlara rağmen Antalya'dan dereceyle dönebilmek için ter döküyor.

Hemşehrilerimizi kısıtlı bir süre de olsa dertlerinden, sıkıntılarından uzaklaştırmak, güldürmek aynı zamanda da düşündürmek için de bu yıl ki etkinliklerimizde komedi filmleri seçtik.

İmkanların daha kısıtlı olduğu dönemlerde insanların biraz da eğlencelik olarak yediği bir kuruyemiş türüdür.

Bu kadar kısıtlı, kaliteden bu kadar uzak kadronuz varken, üstelik maliyeti milyonlarca euro ile eşdeğer olan bir oyuncuyu kazanmak yerine neden ısrarla kaybetmeye çalışıyorsunuz.

Ayrıca AGH için başvuru yapan gençlerin kabul alması ve uzun süreli işbirliğine dayanan ortaklıklar sayesinde imkanı kısıtlı gençleri AGH fırsatından faydalandırmak amacını da taşımaktadır.

Emin Ersoy, laparoskopik yöntemle yapılan cerrahide, hem midenin sleeve gastrektomi ile küçültülüp hacmi daraltılarak Ghrelin hormone düzeyinin azaltıldığını hem de ince barsağın son kısmı olan ileumun yer değiştirilerek hormonal tokluğun erkenden sağlanarak hastanın kilo kaybederken alınan kısıtlı kalori ile de kan şeker düzeylerinin kontrol edilebildiğini belirtti.

Genç kardeşlerimiz kendilerini özel hissetsinler, kısıtlı imkanlara ve zorluklara göğüs gerip hedeflerine yürüsünler.

Teknolojik gelişmeleri takip edemezseniz, teknolojideki bu sektörle ilişkili gelişmelerden haberdar değilseniz, bu sektörü destekleyecek teknolojik gelişimlere sahip değilseniz, elbette ki, bu sektörün gelişmesi de kısıtlı olacaktır.

Türk milletinin huzur içinde yaşaması için gerekli ekonomik tedbirlerin alınmasının elzem hale geldiğini ifade eden Yıldırım, kamu kaynaklarının kısıtlı ve idareli kullanılması, kutuplaşmalara yer vermeden ortak akıl ve bilinçle hareket edilmesi çağrısında bulundu.

Kamu kaynaklarının kısıtlı ve idareli kullanılması, kutuplaşmalara yer vermeden ortak akıl ve bilinçle hareket edilmesi, aziz Türk milletinin güzel ülkemizde huzur içinde yaşaması için gerekli ekonomik tedbirlerin alınması elzem hale gelmiştir.