Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kıtlık
  • isim Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma
    "Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı..." - F. R. Atay
  • Kuraklık, savaş vb. nedenlerle ürünün yetişmemesi ve bundan doğan açlık
    "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." - H. R. Gürpınar
  • Yiyecek maddelerinde görülen darlık
  • Duygu, söz vb.nde azlık
    "Espri, kıtlıkta bolluk arz eden bir cevherdir." - N. F. Kısakürek
İktisat Terimleri Sözlüğü
kıtlık

Sınırsız insan isteklerini karşılayacak kaynakların yetersizliği.

Vikipedi
Kıtlık

Kıtlık, yaygın ve sürekli açlığa, etkilediği insanların aşırı zayıflayıp güçten düşmesine ve ölüm oranında önemli bir artışa yol açan aşırı ve uzun süreli gıda darlığı.

Gıda darlığı çekilen bölge ya da ülkedeki tüm sınıfları ve toplulukları şu ya da bu oranda etkileyen kıtlıklar genel kıtlık olarak adlandırılır. Ülkenin yalnızca bir bölümünde yoğunlaşan, ama çoğunlukla kıtlık bölgesindeki bütün toplulukları etkileyen kıtlıklar bölgesel kıtlık biçiminde nitelenir. Gıda darlığı olan ülkede ya da bölgede yalnızca belli bir nüfus kesiminin, darlığın coğrafi yoğunluğundan bağımsız olarak etkilenmesi durumunda sınıfsal kıtlıktan söz edilir.

Kıtlık (ekonomi)

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kar amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir.Karalar, Rıdvan.(2001). Genel İşletme. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. s. 6. ISBN 975-06-0016-9 Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kar bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

Hint ekonomist Amartya Sen, gerçekte kıt olanın ürünler ya da üretim faktörleri değil para olduğunu, kıtlığın nedeni olarak kar amaçlı ekonomik sistemin gelir dağılımında adaleti sağlayamaması sonucu paranın ekonomik sistem tarafından yine toplumdaki zenginlerin elinde toplandığını ve sağlıklı bir gelir dağılımı olmadığı sürece bir toplumdaki gayrisafi milli hasıla artışının o ülkede yaşanan kıtlık düzeyini ve ülkede yaşayan insanların gerçek refah düzeyini yansıtmayacağını belirtip, bu iddiasını iktisadi yöntemlerle ispatlayarak 1998 yılında Nobel Ekonomi Ödülü almıştır.Ekonomi alanında şimdiye kadar verilmiş nobel ödüllerinin kişi listesi için tıklayınız., Son Erişim: 18.09.2009Amartya Sen'in nobel ödüllü makalesi için tıklayınız (İngilizce)., Son Erişim: 18.09.2009

İngiliz ekonomist Lionel Robbins, 1932 yılında yazdığı ünlü denemesindeRobins, Lionel; An Essay on the Nature and Significance of Economic Science (Ekonomi Biliminin Anlamı ve Doğası Üzerine Bir Deneme), Londra: Macmillan, 1932, Denemenin İngilizcesi İçin Tıklayınız. iktisat bilimini "Sonlu ve kıt kaynakların alternatif kullanımında insan davranışlarını inceleyen bilim." olarak tanımlamıştır.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere iktisat bilimi, doğada bol miktarda bulunan ve sahip olmak için bedel ödenmesine gerek olmayan "serbest mallar (free goods)" ile ilgilenmez çünkü bu mallar kıt kabul edilmezler. İktisadın ilgilendiği, kıt mallar; başka bir ifade ile "ekonomik mallar (economic goods)"dır. Ekonomik mallar, bir üretim faaliyetine konu olan, dolayısıyla üretilmesi için bir emek, sermaye, zaman, teknoloji ve kaynak ayrılması gereken mallardır. Kar amaçlı para ekonomilerinde, üretim için ayrılan bu kaynakların değeri fiyat mekanizması tarafından belirlenerek ürünün fiyatına yansıtıldığından, piyasada oluşan "fiyat"ın ürünün gerçek "değer"ini yansıtıp yansıtmamasından bağımsız olarak, ekonomik malların tanımına "fiyatı olan" ifadesi de eklenmektedir.

Yine aynı bağlamdaki fikirleri ile kıtlık bazlı - kar amaçlı - para ekonomisi yerine kaynak bazlı ekonomi teorisini ortaya atan ve bu fikirleri doğrultusunda takipçileri tarafından Yeni Zelanda'da kaynak bazlı ekonomi deneyine başlanan sosyal mühendis Jacque Fresco'nun da anılmasında fayda vardır.

"kıtlık" kelimesinin kullanım örnekleri.

Biz ayağımızda çarıklarla, tek tüfeklerle, yokluk kıtlık içerisinde, istihkakımızın olmadığı, Silahlı Kuvvetlerimizin bitap düştüğü dönemlerde bile biz bu emperyalistlere teslim olmadık, şimdi mi teslim olacağız?

Zamanında yokluk ve kıtlık görmüş aziz milletimiz kanaatkarlığı ve zor günlerde kenetlenip zorluğa birlikte göğüs germesi sayesinde buhranlı günleri atlatmış ve bugünlere gelmiştir.

Bu süreç, arka planda, insanın yaşamak için doğaya bağlı oluşunu, bereket, bolluk ya da kıtlık fikrini, başına buyruk doğanın ehlileştirilmesini ve evcilleştirilmesini, ürünlerin işlenerek kültüre dönüştürülmesini, nihayet bu ürünlerin insan üzerindeki etkilerini içeriyor.

Kıtlık için Bolluk Bakanlığı, yalanlar için Doğruluk Bakanlığı kuran Başbakan, şimdi de kendini derecelendirmek için yeni bir derecelendirme kuruluşu kuruyor.

Savaşın yanı sıra kolera, difteri ve benzeri hastalıkların yayılması, kıtlık, ilaçların tükenmesi ve iç göçler sivillerin mağduriyetini artırıyor.