Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kağşamak
  • nsz Eskimek, dağılmaya yüz tutmak
    "Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı." - H. R. Gürpınar
  • Herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak
  • İhtiyarlamak
    "Bu artistlerin hayli kağşamış hâline yetişen Pierre Loti, birçok parlak sahifeler kaleme almıştır." - S. M. Alus
  • Zayıflamak, gevşemek, güçsüzleşmek
    "Bu kağşamış ilişki belki daha uzun seneler boyu böyle devam eder,." - E. Şafak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kağşamak
  1. Eskimek, yıkılmağa yüz tutmak (yapı için).

  2. Herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak.

  3. Parça parça olmak, dağılmak, yıkılmak, kırılmak.

  4. Çürüyerek yumuşamış kayalar yerinden gürültü ile kaymak.