Güncel Türkçe Sözlük
kabarmak
-
nsz Ağırlığı artmadan hacmi büyümek
"Ekmek iyi kabardı." - Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak
"Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur." - R. N. Güntekin
- Niceliği artmak, büyümek
"Masraf kabardı." - Şişmek, genişlemek
"İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi." - P. Safa
- Hayvanların tüyleri dikilmek
- Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak
"Bu kumaş çabuk kabardı." - Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak
"Masanın kaplaması kabardı." "Dolabın boyası kabardı." - Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak
- Bulanmak
- 10. Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek
"Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır." - N. Cumalı
- 11. nsz, -e Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi
davranmak
- 12. Böbürlenmek, gururlanmak
"Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu." - Ö. Seyfettin
Tarama Sözlüğü
kabarmak
Büyümek, şiddetlenmek
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kabarmak
Birisine kafa tutmak, horozlanmak