Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kalıtımsal
  • sıfat Soydan geçme, soydan kalma, kalıtımla ilgili, kalıtsal, irsî
    "Kadın konularında sağduyudan hayli yoksun oluşu kalıtımsaldı." - R. Erduran
  • tıp (***) Ana babadan çocuklara genler aracılığıyla geçen (özellik, hastalık vb.)

"kalıtımsal" kelimesinin kullanım örnekleri.

Aynı ekip, başka bir araştırmada ise epistazi adı verilen kalıtımsal bir etki sayesinde farelerde fiziksel eylem düzeyini denetleyen başka 17 genetik bölgeyi belirledi.

Kalıtımsal bir hastalık olan miyopi, doğumdan itibaren görülebildiği gibi erişkinlik çağlarında da oluşabilir.

Neşe Akcan, çocukluk çağı lösemilerine ilişkin risk faktörleri ile ilgili olarak genetik faktörler arasında kalıtımsal sendromlar, kalıtsal immun sistem bozuklukları ve lösemili kardeşe sahip olmanın yer aldığını belirtti.

Kalıtımsal yatkınlığı olan kadınların parmak eklemlerinde kemiksi şişlikler gelişebilir.

Ruşen Ersöz, diyabetin genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kan glikoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesi ile sonuçlanan metabolik bir bozukluk olduğunu söyledi.

Riskli bebekler kategorisine erken doğum ve düşük tartılı olarak dünyaya gelen bebekler, kalıtımsal sağlık sorunu olanlar giriyor.

Bağışıklık, kalıtımsal ve çeşitli çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan Crohn hastalığı ve Ülseratif Kolit, bu hastalıkların başlıcaları olarak biliniyor.