Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kaldırabilmek
  • -i Kaldırma ihtimali veya imkânı bulunmak
    "Tiyatroyu kaldırabilirsiniz ve onun yerini sinema yahut televizyon tutabilir." - N. Hikmet
  • Kaldırmaya gücü yetmek
    "İyi ama İngiliz donanmasının kaldıramayacağı leşi oradan nasıl kaldırabildiler." - N. F. Kısakürek

"kaldırabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

TSO Başkanı Arslan Keleş, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, ilçeyi büyütebilmek ve yaşadığı sorunları ortadan kaldırabilmek için çalışacaklarını söyledi.

Böyle bir ortamı kaldırabilmek, hazmedebilmek büyük bir yetenek istiyor.

Transfer yasağını kaldırabilmek için eski oyunculara ödeme yapması gereken siyah beyazlılarda 10 günlük kamp masrafının 70 bin liraya ulaşacağı belirtildi.

İzmir'in Foça ilçesinde birkaç ay önce büyük bir kirlenme olduğunu, bir geminin atık bırakıp gittiğini hatırlatan Kurum, kirliliği kaldırabilmek için 1 ay uğraştıklarını, 25 milyon lira para harcadıklarını anlattı.

Ülkelerimizin karşı karşıya olduğu bu tedirginliği ortadan kaldırabilmek için Türkiye ile yakın bir çalışma içerisindeyiz.

İletişimsizlik ve buna bağlı olarak da insanlar üzerinde yaratılabilecek iletişimsizlik olgusu irdelenerek, iletişim sürecini engelleyen sorunları ortadan kaldırabilmek amacıyla çözüm önerileri ve etkili iletişim yöntemlerine de yer veriliyor.

Uzmanların önerdiği Elma Sirkesi karışımlı maske, bu problemi ortadan kaldırabilmek için önemli seçenekler sunuyor.

Devletimiz de aynı hassasiyet ile dezavantajlarınızı ortadan kaldırabilmek için mücadele ediyor.

Bunu ortadan kaldırabilmek için seçime yakın bir ortamda bu iş nasıl olacak?

Belediyeden yapılan açıklamada, kentte ulaşım sorunlarını ortadan kaldırabilmek için alt yapı çalışmaları kapsamında yeni yollar, köprülü kavşaklar ve bulvarları hizmete sunan Büyükşehir Belediyesinin, toplu taşımada son model araç sayısını da artırarak vatandaşın daha rahat ve güvenli ortamda ulaşım yapmasına olanak sağladığı belirtildi.

İlçelere daha iyi bir hizmet verebilmek ve ekonomik yükü kaldırabilmek için birleştirdik.

Bu olayın kendisini derinden etkilediğini görüyorum ve kendisini yeniden ayağa kaldırabilmek için elimizden geleni yapacağız.

Biz bugün burada bu büyük tarihi yanlışın yarattığı tahribatları bir parça da olsa onarabilmek ve ortadan kaldırabilmek için önemli bir adım attık.