Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kalleşçe
  • sıfat Kalleşe yaraşır
    "Falsolu vuruş kalleşçe bir aldatıştır." - H. Taner
  • zarf (kalle'şçe) Kalleşe yaraşır bir biçimde
    "Gerçeği söylemek, ömrünün son yıllarını yaşayan bu yaşlı Osmanlı paşasını görmezliğinden kalleşçe faydalanarak alnının ortasından tabancayla vurmak gibi geliyordu." - A. İlhan

"kalleşçe" kelimesinin kullanım örnekleri.

Burada bir konuşma yapan Vali Aktaş, 10 Haziran 1990 tarihinde eli kanlı bölücü terör örgütünün burada çok kalleşçe, çok alçakça bir katliam gerçekleştirdiğini söyledi.

Bilmenizi istiyorum bu memleketin, bu devletin ve bu milletin hissiyatını oraya yansıttı ve o asaletli insan, alçakça ve kalleşçe şehit edildi.

Milli irademizin sembolü Gazi Meclisimizin kalleşçe bombalandığı sahneleri, yüreğimiz kan ağlayarak ibret ve dehşetle izledik.

Askerlerimizin karşısına erkekçe çıkamayan hainler, kalleşçe pusu kurup, arkadan saldırmaktadırlar.

Bu vatanı ne yaparlarsa yapsınlar bölemezler çünkü Türk askeri erkekçe savaşırken, onlar kalleşçe kaçıyor.

Kalleşçe saldırıyla şehit edildi, eğer erkekçe çıkabilmiş olsalardı karşısına o yiğidimiz onlara pabuç bırakmazdı kesinlikle.

Hainler bugüne kadar yaptıkları gibi haince kalleşçe saldırılarını tekrar yapıyorlar.

Hainler bugüne kadar yaptıkları gibi haince kalleşçe saldırılarını yapıyorlar.

Açık söyleyeyim kalleşçe, iblisçe terör örgütlerini destekleme savaşı demektir bunun adı.

Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devletinin altyapı çalışmaları, bina faaliyetleri sinsice, kurnazca, kalleşçe devam etmektedir.

İki polisimize, askerimize silah doğrultup onarı kalleşçe şehit etmezse.