Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Sıkıntılı
"Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi." - O. C. Kaygılı
"kasvetli" kelimesinin kullanım örnekleri.
O birbirinden güzel, kimi zaman da kasvetli, bugün adlarını bile anımsamadığımız, çoğu anonim sanatçıların göz nuruyla biçimlenen Kutsal Bakire, Çocuk İsa, Çarmıha Geriliş ve Diriliş ikonaları.
Havanın günlük güneşlik olduğu şehirde kasvetli bir görüntüye neden olan toz bulutu, araç sürücüleri için de kabusa dönüştü.
Genelde havaların kapalı ve kasvetli olması sizi bu durumuma sürükleyebilir.
Oysa tek bir noktadan yapılan aydınlatma mekanı yeteri kadar iyi aydınlatmadığı gibi koyu gölgelerin oluşmasına sebebiyet verir, bu da mekanı kasvetli gösterir.
Öğrenciliğinin sağ sol çatışmalarının birçok üniversiteyi esir aldığı kasvetli bir döneme denk geldiğini anlatan Erdoğan, aynı şehirden gelen, aynı mahallede senelerce birlikte oynamış gençlerin siyasi kamplaşmanın kurbanı olduğunu aktardı.
Çocuk servisinin kasvetli koridorlarını küçükler için daha güzel bir hale getirmek için sosyal sorumluluk projesi dahilinde ressam Önder Önerbay tarafından çizgi film kahramanlarının figürleri ele boyandı.
Uluslararası araştırmacılar, birlikte yaşadıkları, iletişim kurdukları, istenmeyen ahtapotları kovalayıp, sürüden koparabildikleri kasvetli ahtapotları gördüler.
Yetimlerin savaşın kasvetli havasından uzaklaştırılmaları amacıyla yarışmalar, palyaço gösterileri düzenlenerek, çeşitli hediyeler verildi.
İnsanların o kulisin kasvetli havasında olmak için neden kendilerini parçalarlar anlamış değilim.