"kavanoz" ne demek

"kavanoz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Mortensen’in eşi Asger Svenning Pedersen, bir kavanoz içerisinde İzmir’in Çeşme ilçesine getirdiği külleri, North Star adlı tekneden denize attı.

Evde ve bahçede hassas burunlu narkotik köpeğiyle arama yapan polis, bahçedeki kümeste kavanoz içerisinde gizlenmiş 592 adet uyuşturucu hap ele geçirdi.

Cam şişe, kavanoz, plastik şişe, alüminyum kutu ile plastik, kağıt ve karton bardaklar depozitolu satılacak.

Derin dondurucunuzda bir kavanoz mayonez saklamayı düşünmemiş olsanız bile, mayonezli bir salatayı dondurmak aklınıza gelmiş olabilir.

Narkotik dedektör köpeği Leydi eşliğinde yapılan aramalarda Hint kenevirinin laboratuvar ortamında başka uyuşturucularla hibritlenmesi sonucu geliştirilen 200 gram skunk maddesi, uyuşturucu maddeleri muhafaza etmede ve satma işleminde kullanılan 130 poşet, 2 hassas terazi, uyuşturucu maddelerin içinde saklandığı 5 kavanoz, ikametin içinde uyuşturucu imal edilmek için sera şeklinde kurulmuş çadır, çadırın içine ve dışına yerleştirilmiş elektronik aksamlar, ampuller, Hint keneviri bitkisinin köklerini güçlendirmede kullanılan değişik markalarda ve suyun PH değerini düşürmekte kullanılan ilaçlar, havalandırma ve aydınlatma cihazları, ısıölçer termostatlar, uyuşturucu bitkileri ve tohumları ile ilgili kataloglar, sera için kullanılmaya hazır toprak ve saksılar ele geçirildi.

Zanlıların evlerindeki aramada da kurutulmak üzere gazete üzerine serilmiş 17,29 gram kubar esrar, soba üzerinde içinde esrar bulunan içilmiş 2 sigara, cam kavanoz içinde 4,17 gram toz esrar, ruhsatsız şarjörlü yarı otomatik av tüfeği ile buna ait 57 dolu av fişeği bulundu.