Kelime tanımını bul

Could not find any definition of word "kavrayan"

"kavrayan" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bugün köksüz, ruhsuz, nereden gelip nereye gittiğinin farkında olmayan, dininden diyanetinden, milletinden milliyetinden habersiz insanların ülkemizde meydana getirmek istediği kargaşa ortamı karşısında Çanakkale şehitlerinin imanını taşıyan, mücadelesini kavrayan, milli duyuş ve milli duruş sahibi insanların uyanık olması gerekir.

Kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi kucaklayan, birinci sınıf vatandaş olarak gören, farklılıkları ortak zenginlik olarak tanımlayan, toplumun bütün unsurlarını kavrayan bir yönetim biçimidir.

Bir buçuk yılda kano sporunu iyice kavrayan ve Türkiye derecelerine imza atan sporcular, başarılarına yenisini ekledi.

Denetimlerin ardından gerçekten de işini düzgün yapan ve kavrayan kreşlere her yıl düzenli olarak belge veriyoruz.