Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Bir şeyi bir kabın içinde kendisinden başka bir
malzeme koymadan pişirmek
"Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." - S. Birsel
- Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak
"Rüzgâr ekinleri kavurdu." - Çok üzmek, yakmak, mahvetmek
"Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." - H. R. Gürpınar
Tarama Sözlüğü
Kızartmak
"kavurmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bu oyuncularla iki sene içinde Premier Lig'de ortalığı kasıp kavurmak istiyorlar.
İrmiği az ya da çok kavurmak sonucun farklı olmasına sebep olacağından bu kıvamı iyi ayarlamak önemlidir.
Muhtar Çamgül, yöredeki köylerde evine misafir gelen kadınların ilk işinin, çay suyu koymak ve tavada fıstık kavurmak olduğunu, eskiden ilçedeki kahvehanelerde de ikram edilen cilveli çayın, çam fıstığı maliyetinin yükselmesi nedeniyle artık tercih edilmediğini dile getirdi.
Bir dönem bu tesiste fıstık kavurmak için günlerce sıra bekleyenler bulunuyordu.
Kızartmak, ızgara yapmak yada suda haşlayıp, bol soğanla kavurmak suretiyle yenir.
Tavuklu mantar sote yapmak için önceliğiniz doğradığınız soğanı, sıvı yağ ile birlikte tavaya alıp biraz kavurmak olmalıdır.
Tavuk sote yapmak için önceliğiniz doğradığınız soğanı, sıvı yağ ile birlikte tavaya alıp biraz kavurmak olmalıdır.
Sebzeleri kavurmak için 2 öneri var kavurmadan önce tuzlamak ya da kavurduktan sonra tuzlamak.