Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Kaygısı olan, üzüntülü
"Kadın kaygılı bir sesle bağırdı." - H. E. Adıvar
Vikipedi
Kişi adları:
- Osman Cemal Kaygılı - Türk yazar
Köy adları:
- Kaygılı - Aydın ilinin Söke ilçesine bağlı bir köy
- Kaygılı - Yozgat ilinin Şefaatli ilçesine bağlı bir köy
"kaygılı" kelimesinin kullanım örnekleri.
Çavdar kaygılı Demirçay gibi mahallelerde yaşayanlar yaya olarak bu arasına gitmek için bu yolu kullanıyordu.
Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın stresli ve kaygılı ifadeli tavırlarına karşı aynı şekilde bir tepki vermek yerine, gülümseyerek, veya karşımızdakini anladığımızı ve desteklediğimizi ifade eden bir yaklaşımlarla ortamdaki stres reaksiyonlarını azaltmış oluruz.
Kaspersky Lab tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Z kuşağının bugüne kadarki en kaygılı kuşak olduğunu ortaya koydu.
Z kuşağı için daha önemli olan şey ise kaygılı hissettikleri zaman ne yapacaklarına dair yardım aramamaları.
Yani ses sinyalleri dinletilen hastaların daha az kaygılı olduğunu tespit ettik.
Yeme bozukluğu olan gençler kaygılı olduklarında aşırı yiyerek kaygılarını azaltmaya çalışıyor, ancak yedikten sonra pişmanlık hissediyor.
Güvenli, kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinden güvenli bağlanan bireyler, yetişkinlik yıllarında da sorumluluk alabilen, diğerine güven besleyebilen kişiler olacaklardır.
Uykusuzluk yaşayan kişiler yorgun, uykulu, kaygılı, huzursuz ve çökkün hissederler.