Güncel Türkçe Sözlük
kaynamak
-
nsz Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda
buhar durumuna geçerek fokurdamak
"Su, 100 °C'de kaynar." - Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
"Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." - T. Buğra
- Yerden çıkmak
- Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak,
birbirine yapışmak
- Yara kapanmak, iyileşmek
- Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
"Şıra kaynamış." - Mide ekşimek
- Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
"Deniz kaynıyor." - Çok miktarda bulunmak
"Burada karıncalar kaynıyor." - 10. Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
"Burada bir iş kaynıyor." - 11. Gerektiği gibi yapılamamak
"Lafa daldık, ders kaynadı." - 12. Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
"Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." - H. Z. Uşaklıgil
- 13. Coşmak, heyecanlanmak
- 14. Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
- 15. Arada kaybolmak
"Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." - S. İleri
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kaynamak
Sataşmak, takılmak.
Dövmek.
Yerinde duramamak, oynamak.