Could not find any definition of word "kemiren"
"kemiren" kelimesinin kullanım örnekleri.
Üzülerek görüyoruz ki, tribün terörü yeşil sahaları kemiren bir hastalık haline geldi… Bu asalak virüsü vücuttan el ele verip söküp atmamız şart.
Bu süreçte aklıma takılan, içimi kemiren her türlü sorumu uzun uzun anlatarak cevapladı.
Kökü derinlerde olan ulu bir çınara benzeyen bu toplumu içten içe kemiren çekişmeleri, tartışmaları, ihtirasları bir kenara bırakmaktır.
Kendisi pek çok konuda Türkiye'yi bir hastalık gibi kemiren olayları ince, ince, inceler ve yazılarında bunları ifade etmekten asla çekinmezdi.
Maalesef yalan, dolan, fitne, fesat, dedikodu ve iftira gibi toplumu kemiren hastalıklar sıradan hale geldi.
Dünya Savaşı ile beraber Batılı ülkeler, asırlardır kendi bünyelerini kemiren hastalıkları Ortadoğu'ya ihraç etmişlerdir.