Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine
bağlamak
- Birbirine geçirerek bağlamak
"Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı." - P. Safa
- Sıkıca birbirinin üzerine kapamak
"Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım." - S. F. Abasıyanık
"kenetlemek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Milletimizin beraberliğini birliğini arttırmak kenetlemek bizim işimiz ayırmak ayrıştırmak değil.
Aziz şehitlerimize karşı en büyük görevimiz onun uğrunda şehit olduğu değerler etrafında yüreklerimizi kenetlemek birliğimizi ve kardeşliğimizi pekiştirmektir.
Bu turnuvayla Van'daki kardeşlerimizi birlik ruhuyla kenetlemek istedik.
Fatih Terim, camiayı havaya sokmak ve kenetlemek için bir ajansla anlaştı.
Bahçeli tabanını kenetlemek için bizim MHP ile kavga etmemizi istiyor.
Gerçekleştirilen eğitimle toplumsal olarak yaşanan travmatik olaylar karşısında sağlam bir zemin oluşturmayı hedeflediklerini belirten TPD Eskişehir Şubesi yöneticileri, travmanın yarattığı kaotik atmosferi en etkili şekilde dağıtmak ve insanları yaşanan zor olaylar karşısında yeniden birbirine kenetlemek için travma çalışmalarına devam edeceklerini kaydetti.