Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kestirmek
  • -i Kesme işini yaptırmak
    "Köyde kefenlik bez olmadığı için Selim sandalın yelkenini kestirip kefen diktirdi." - Halikarnas Balıkçısı
  • Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek
    "Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim?" - M. Ş. Esendal
  • Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak
    "Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi."
  • Karar vermek
    "Söze nereden, nasıl başlayacağımı kestiremiyorum." - H. Taner
  • nsz Kısa bir süre uyumak, şekerleme yapmak
    "Rahmi peykenin köşesine büzülmüş, kestiriyordu." - B. Felek
  • Anlamak, farkına varmak
    "Bu çocuk zaten hâlâ durumunu kestirememiştir." - B. Felek
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kestirmek
  1. Pekmez kaynatılırken şıraya pekmez toprağı koymak.

  2. Kaynayan şeker şerbetine ya da reçele limon suyu koymak.

"kestirmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Öğrenci Mustafa Altunç da takdir belgesi aldığını, ücret ödemeden saçını kestirmek için geldiğini söyledi.

Sorunun ne kadar ciddi olabileceğini kestirmek için iki ülke arasındaki iş birliğinin genişlik ve derinliğini doğru okumak ve anlamlandırmak gerekir.

O zaman da kedinin tırnaklarını kestirmek olası bir tırmalanma tehlikesini ortadan kaldırıyor.

Ayrıca kurbanlarını kestirmek için bekleyen vatandaşlara sabah kahvaltısı, öğleyin de kavurma, ayran ikram edilecek.