Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kolaçan
  • isim Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belli etmeksizin gözden geçirme

"kolaçan" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bir süre etrafı kolaçan eden şahıs, vitrinde beğendiği bir telefon modelini alarak, kayıplara karıştı.

Bir süre de etrafı kolaçan eden şahsın daha sonra geri dönerek hızla minibüsün kapısını açıp buradan çaldığı telefonla kayıplara karıştığı görülüyor.

Görüntülerde kimlik kontrolünün ardından bekçiler şahısların yanından ayrılırken, şahısların ise kimlik kontrolünden sonra bir süre daha etrafı kolaçan ettikten sonra kabloları kestikleri belirlendi.

Etrafı kolaçan eden hırsızlar, kaşla göz arasında yaklaşık 10 saniyede 50 bin lira değerindeki motosikleti çalarak kayıplara karıştı.

Kısa sürede etrafı kolaçan eden şahıs, bilgisayar başındaki çocukların gözü önünde cep telefonuna uzandı.

Arka far bölgesinde duran ve her an düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalan minik kedi, zaman zaman başka yere geçmek için etrafı kolaçan etti.

Çevreyi kolaçan eden hırsızlardan ikisi, park halindeki motosikletin kilitlenmediğini fark etti.

Kameralara yansıyan görüntülerde sokağa gelen iki kişi önce sokağı kolaçan ediyor.

Güvenlik kamera kayıtlarından, etrafı kolaçan ettikten sonra araçtan inen eli silahlı 2 şahsın binaya girmeye hazırlanırken bir apartman sakininin çıkması üzerine kaçtıkları belirlendi.

Yaklaşık 40 dakika boyunca evin etrafında dolanan şahıslardan ikisi etrafı kolaçan ettikten sonra kar maskeleriyle araçtan indi.

Cüzdanı fark ettikten sonra etrafı kolaçan eden yaşlı kadın sakin bir şekilde cüzdanı alarak içini inceledi.

Motosikletin lüks otelin önünde park halinde olmasına aldırış etmeyen kasklı 3 hırsız, etrafı kolaçan ettikten sonra 20 bin lira değerindeki motosikleti kaşla göz arasında direksiyon kilidini kırarak çaldı.