Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Koruma ihtimali veya imkânı bulunmak
- Korumaya gücü yetmek
- Koruma becerisi bulunmak
"koruyabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Stay+, performanslarında anonimlik unsurunu koruyabilmek için kendileriyle ilgili çok az bilgi veriyorlar.
Turgay ile antrenman yapan Özkılıç, saldırı anında kendini koruyabilmek için kroşe ve aparkat yumrukla tekme atmayı öğreniyor.
Ayak basış problemleri de vücudun kendi dengesini koruyabilmek için anormal duruş stratejileri geliştirecektir.
Biz ürün güvenliğini koruyabilmek, spekülasyonların önüne geçmek ve ticareti dengeleyebilmek için çok ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Önemli olan canlının bulunduğu ekolojik ortamı koruyabilmek ve onları olduğu haliyle korunması sağlayabilmek.
Ayşe Özgülçin, aracı koruyabilmek için aracın bulunduğu dükkanı kiralamadığını da sözlerine ekledi.
Kasapoğlu, bakanlık olarak ve diğer kurumlar olarak, başta Yurtdışı Türkler Başkanlığının yurtdışındaki 6 milyonu aşkın insanın bulundukları ülkelerde kimlik ve değerlerini koruyabilmek için gayret gösterdiklerini kaydetti ve gençler için yürütülen çalışmaları anlattı.
Karşımızda, koltuklarını koruyabilmek için milletimizi bölmeyi dahi göze alacak kadar gözü dönmüş bir şer ittifakı vardır.
Gelişen teknolojilerin hızına ayak uyduramayan kanun koyucular, insanların özel hayatını gerektiği seviyede koruyabilmek için önlemleri almakta gecikiyor.
Bu dengeyi koruyabilmek ise, şu an güvenliğimiz için her şeyden önemli.
Türkiye'deki biyolojik çeşitliliği koruyabilmek ve ülkedeki böcek varlığını ortaya çıkarabilmek amacıyla 2013 yılında oluşturulan müzeye yeni türler kazandırılıyor.
Bu sorunlarla karşı karşıya kalan devletler ise toprağını, bayrağını, pozisyonunu ve milletini koruyabilmek adına, eski silahlarını değiştirerek, kazanmadıkları, kazanamadıkları milyarlarca dolar parayı yeniden yeni silahlara vermeye başlamış.
Koşullar ne olursa olsun bir yarımada devletinin, tüm deniz yetki alanlarında mavi vatanı koruyabilmek için gerekli stratejik unsurlar Karadeniz için de geçerlidir.
Belediye başkanının birinci meziyeti namusu, ikinci meziyeti ise görev yaptığı kentin, ilçenin toprağını, suyunu, havasını koruyabilmek için dik durmasıdır.