Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Koyma ihtimali veya imkânı bulunmak
"Dava insanın, ben daha çok işe yararım kanaatine varması ve bunu fiile koyabilmesidir." - B. Felek
"koyabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Önemli olan başlangıçla bitiş arasında iyi işler yapabilmek, eser ortaya koyabilmek ve girdiğiniz kapıdan başınız dik ayrılabilmek.
Hedefi koyabilmek, ona inandırabilmek, futbolcuların tüm düşüncelerini o yönde ilerletebilmek burada biraz daha kolay.
Şimdi de ileri teknoloji alanında bir çalışma ortaya koyabilmek için birbirimizi daha iyi tanımak adına ziyaretler gerçekleştiriliyor.
Engel olan, engele sebep olan bu koşulları değiştirmek ya da bizim için uygun koşulların neler olduğunu ortaya koyabilmek.
Bizim hakim olmak gibi bir kaygımız yok kendimizi doğru ifade edebilmek kendimizle ilgili doğruları ve gerçekleri orada ortaya koyabilmek.
Hem ekonomik anlamda hem sportif anlamda kulüplerimizi geliştirebilmek, oyuncularımızı geliştirebilmek, bir anlayış ortaya koyabilmek adına bir sıkıntımız var.
Umarım ve dilerim, tabii ki kolay olmayacak ama bıraktığımız bir yer vardı tekrar o seviyeyi yakalamak, sonra biraz daha üzerine koyabilmek ve bunu hep beraber yapabilmek arzusu içindeyiz.
Siyaset yapmak güzeldir, belirli pozisyonlar almak güzeldir ama bu işe noktayı güzel bir şekilde koyabilmek de bu işin en önemli noktasıdır.
Terörle mücadelede iş birliğini artırma yönündeki güçlü iradeye vurgu yapılan ortak açıklamada, Türkiye ve AB'nin terör tehdidine etkin bir şekilde karşı koyabilmek için iş birliğini artırmaya yönelik somut adımlar attığı aktarıldı.
Evet biz Veteriner hekimler, hastalarımıza şikayetlerini soramayız, teşhisimizi yüksek lisans düzeyinde almış olduğumuz eğitim ve mesleki tecrübelerimiz ışığında yapmış olduğumuz analizler ve gözlemlerle koyabilmek durumundayız.
Klasiğe yakın bir çizim verilir, zor bir iştir ve panoramanın açısını ortaya koyabilmek için mutlaka kubbeyi, küreyi kullanmamız lazım.