Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kuşatmak
  • -i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek
    "Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
  • Çevrelemek, çokça bulunmak
  • Kaplamak
    "Fabrika dumanları bütün şehri kuşattı."
  • Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak

"kuşatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

İzmir Valiliğini kuşatmak için Menteş kampından hareket eden konvoyun durdurulma anı, bir otelin güvenlik kamerasınca ve vatandaşların cep telefonuyla görüntülenmişti.

Buna rağmen emperyalizm, terör örgütleriyle çevremizi kuşatmak istiyor.

Buna rağmen emperyalizm, terör örgütleriyle çevremizi kuşatmak istiyor, şiddet ve cinayet ortakları Suriye'de terör örgütlerine tırlar dolusu silah ve mühimmat verdiler.

Daha sonra bizim alçak terör örgütünü silahlandırarak güney sınırlarımızı kuşatmak istediler.

Türkiye'yi bu zor dönemde birçokların terör kuşağıyla kuşatmak istediği alanda Türkiye'nin önünü açacak, ayaklarına vurulmak istenen prangaları kıracak, zincirleri kıracaktır.

Daha sonra bu yetmemiş gibi bizim güney sınırlarımızı kuşatmak istediler.

Bağımsızlığımızın, vatan bütünlüğümüzün, istikbalimizin ve istiklalimizin en büyük düşmanı olan ABD ve onun taşaron terör örgütleri Fetullahçı çete ve PKK bütün saldırılarını Türkiye'yi bölmek için, Türkiye'yi kuşatmak için Türkiye'ye diz çöktürmek için yapmaktadır.