Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
kuşkusuz
  • sıfat Kuşkusu olmayan, işkilsiz, şüphesiz
  • zarf (ku'şkusuz) Elbette, şüphesiz
    "Kuşkusuz, hepimiz her alanın uzmanı olamayız." - A. Ağaoğlu

"kuşkusuz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kuşkusuz Fransa gibi güçlü bir siyasi geleneğe sahip ülkede salt aritmetiksel sonuçlara bakarak 6 Mayıs’ta kimin cumhurbaşkanı seçileceğini öngörmek kolay değildir.

Derin yırtmaçlı, ince askılı elbisesi ve düz sandaletleri hem trendlere hem de adanın atmosferine çok uygundu kuşkusuz.

Şimdi de delegelerimizin özgür iradesinin tecelli edeceği genel kurulumuz hiç kuşkusuz teşkilatımıza yeni bir heyecan farklı bir dinamizm kazandıracaktır.

Kuşkusuz böyle zamanlarda fazla risk alabilir ve düşüncesiz de davranabiliriz.

Belirlenen hedefe ulaşmak için de doğru adres hiç kuşkusuz içinde bulunduğumuz hinterlant çok önemlidir.

Fiziki ortamları iyileştirilmiş okullar kuşkusuz öğrencilerimize daha iyi hizmet sunacaktır.

Kuşkusuz bu ülkelerin çoğunun kolonyalist devletler tarafından sömürülmüş olmaları, geri kalmalarında en önemli faktörlerden biri.

Kuşkusuz yerli üzümlerden en iyi üretim yapılmalı ama cabernet sauvignon, merlot, şiraz, chardonnay gibi Fransa kökenli ama tüm dünyaya malolmuş üzümlerden de iddialı üretim yapılmaya devam edilmeli.

Kuşkusuz İslam ekonomisi, kişisel mülkiyetten toplumsal sorumluluğa kadar geniş bir alana yayılıyor.

Hiç kuşkusuz Nijerya tarihinde Boko Haram örgütünün kuzeydoğudaki tahribatının eşi benzeri yok.

Üretimde verimliliğin artırılması, çalışma barışının sürdürülmesi de kuşkusuz bu sosyal diyalogun güçlendirilmesine bağlı.

Bir evladın, sahip olabileceği en koşulsuz, en katıksız ve pazarlıksız gücü hiç kuşkusuz babasıdır.