Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Kutuplaşmak işi
"kutuplaşma" kelimesinin kullanım örnekleri.
Tunçay, bu bozucu alanlara lokal anestetik ile yapılan nöralterapinin yalnızca patolojik refleks yollarını kesmekle kalmayıp, aynı zamanda bozuk hücre membranını(zarını) doğru potansiyele repolarize(kutuplaşma) ederek, vegetatif fonksiyonları normal hale getirdiğine dikkati çekti.
Siyasal çevrelerden yansıyan son haberlere göre, demokrasiyi üzmek isteyenlerle, büzmek isteyenler arasındaki kutuplaşma gitgide yoğunlaşırken, ortaya bir üçüncü grup daha çıkmıştır.
Her seferinde sertlik, kutuplaşma, nefret, düşmanlaşma bizi toplumsal, siyasal, ekonomik kazanımlarımızdan uzaklaştırıyor.
Miting konuşmalarında yakışıksız, kışkırtıcı bir dil kullanılır, hamasi veya popülist laflar edilir, kutuplaşma ve gerginlik tohumları ekilir.
Ancak, kurumsallaşma kisvesi altında, kulüpte hizipleşme ve kutuplaşma, yanında saygısızlık ortamı yaratmayı kabul edemem.
Kutuplaşma ve rövanşizm, intikamcılık eğilimleri tespit ettiğim zamanlarda, bunlardan kaçınılmasını hep arzu ve telkin ettim.
Üstelik FETÖ hıyanetinin kökünün kazınma seferberliğinde yargı organları arasındaki anlaşmazlık ve kutuplaşma kabul edilir, millet vicdanında normal görülür şeyler değildir.
Kutuplaşma ve cepheleşmeyi körükleyerek taraftarlarını keskinleştirme heveslerinden vazgeçilmelidir.
Önümüzdeki yıllarda hangisi hakim olacak, yine tek merkezli bir dünyaya gideceğiz, bu tek merkezli dünya mücadelesinde soğuk savaş dönemi gibi kutuplaşma mı olacak ya da etkin çok taraflılık kazanacak mı?
Bu konuyu bazı partilerin istismar ve polemik aracı haline getirildiği belirten Akçay, TBMM'de ilgisi olmayan komisyonlarda, Genel Kurulda, her ortamda bu konu gündeme getirilerek, kamuoyunda adeta bir kutuplaşma yaratılmak istendiğini ifade etti.
Bütün bu kutuplaşma, ötekileşme ve mağdurlaşma söylemlerine karşı toplumun iyiliği noktasında hep beraber duruşumuz nettir.