"lütuf" ne demek

"lütuf" kelimesinin kullanım örnekleri.

Engellilere sağlanacak bir imkanın lütuf değil, insanlık görevleri olduğunu dile getiren Başkan Özgökçe, toplum olarak elbirliği ile sağlandığı takdirde aşılmayacak hiçbir engelin olmadığını vurguladı.

Bu vatan eşantiyon ürünü, teselli ikramiyesi, bağış, lütuf, ikram veya ihsan değildir.

Sonsuz kerem sahibinden hudutsuz ikramların bol bol bahşedildiği, bereketi ve mağfirete vesile lütuf kapılarıyla inanan gönüllerin ayrı bir heyecanla beklediği bir Ramazana daha ulaşmak için çok az bir zaman kaldı.

Yedirip içirmek de dahil, iyilik, ihsan, lütuf, bağış, yardım cinsinden her türlü cömertlik ikram olur.

Yapılan çalışmaları bir lütuf olarak değil, uzun süredir eksikliği hissedilen hakların sahiplerine teslim edilmesi olarak değerlendiriyorum.

Eğitimden tutun ulaşıma kadar her alanda hizmetleri bir lütuf olarak değil, insanımızın bunu hak ettiğini düşünerek yaptık.

Yapılan çalışmaları bir lütuf olarak değil, uzun süredir eksikliği hissedilen hakların sahiplerine teslim edilmesi olarak değerlendiriyoruz.

Engelli vatandaşlarımıza yönelik sosyal politikalarımızı, yardım ya da lütuf değil hak olarak gördük ve uygulamalarımızı bu anlayışla şekillendirdik.

Onlar bizim özürlü değil özel vatandaşlarımız, bizim onlar için yapacağımız her iyi şey bir lütuf değil onların tabii haklarıdır.

Şunu da söyleyeyim, ne devlet, ne belediyeler bunu bir lütuf olarak yapmıyor.