Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
lüzumlu
  • sıfat Gerek, gerekli, lazım
    "Sanat eserinin mimarı şüphesiz ki eseri için lüzumlu malzemenin en iyisini kullanmayı bilen kimsedir." - A. H. Çelebi

"lüzumlu" kelimesinin kullanım örnekleri.

Makineler fabrikasına giderek büyük bir baskı makinesi ile diğer küçük makine ve bir keski ve Fransız hurufat ve matbaa için lüzumlu şair eşyayı mübayaa ettim.

Artık bir tehdit unsuru kullanıyor ve cumhuriyetin en keskin, en lüzumlu idare olduğu konusunda hemfikir.

Hizmet elbette gerekli, lüzumlu ama hizmetin ötesinde insanların seçtiği başkanlara dokunması, o başkanların onların ayaklarına gitmesi, hal hatır sorması çok daha fazla önemli.

Bugün geldiğimiz noktada yaptığımız işin çok hayırlı ve lüzumlu bir iş olduğuna hepimiz şahit oluyoruz.

Kendisine içinde mutfak, lavabo, banyo teşkilatları ve lüzumlu dolapların bulunduğu 50 metrekarelik prefabrik ev yaptık.

Okumak bütün hayatımız boyunca bizlere lazım ve lüzumlu olan bir şeydir.

Havacılık için lüzumlu personeli araç ve gereci çoğaltmak, havacılık anlamında her türlü faaliyette bulunmak ve gerekli yatırımları yapmak sorumluluklarımız arasındadır.

Ama şu var hem AK Parti hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Büyük Birlik Partisi'ne yerel seçimlerde de bu ittifakın lazım olan yerlerde, lüzumlu olan yerlerde devam etmesi yönünde bir irade beyanı var, biz arzu ve istek var.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının takibinde olan evde bakım parasına lüzumlu olan şartları taşıyan herkes başvurabilmektedir.