Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
lakayıt
  • sıfat İlgisiz
    "Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı." - S. F. Abasıyanık
  • zarf İlgisiz bir biçimde
    "Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır." - E. M. Karakurt

"lakayıt" kelimesinin kullanım örnekleri.

Başkonsolos 6 Ekim'de Reuters muhabirini içeriyle davet ederek dolapları açarak lakayıt bir havada kendini savunmaya çalışıyor.

Akyazıcı, yargılama sırasında sanık ve yakınlarının lakayıt davranışlarının kendilerini üzdüğünü dile getirerek, Sakarya'da yargılamada sergilenen davranışla ülkenin diğer illerindeki yargılamalarda sergilenen davranışın birbirine benzerlik gösterdiğini, gaziler ve şehit yakınlarının tahrik edilmeye çalışıldığını söyledi.

Seçim kampanyaları, görevini ihmal eden, lakayıt davranan, tembellik yapan hatta kasıtlı olarak çalışmaları sabote edenler olursa onları da ayıklamanın bir vesilesidir.

Öte yandan seçim kampanyaları, görevini ihmal eden, lakayıt davranan, tembellik yapan hatta kasıtlı olarak çalışmaları sabote edenler olursa onları da ayıklamanın bir vesilesidir.

Bütün bunları bilerek bizim bu işte lakayıt kalarak sessizce izlememiz mi gerekiyor.

Seçim kampanyaları, görevini ihmal edeni lakayıt davranan, tembellik yapan, sabote edenler olursa onları da ayıklamanın vesilesidir.

Donanma karargahındaki nöbetçi astsubayı da lakayıt davranışından dolayı gözaltına aldım.